Herkese merhaba,
Hemen konuya girelim çünkü biraz uzun.
Okuma sabrı gösterenlere şimdiden teşekkür ederim.
GSM Operatörlerinin önceleri on-net denilen bir avantajları vardı.
Bu sistem, aynı operatörü kullanan abonelerin kendi aralarında daha uzun süreli ya da ücretsiz konuşmalarını sağlayan bir avantaj olarak açıklanabilir.
Avea içi sınırsız, Turkcell'lilerle akşam şu günlerde ya da saatlerde ücretsiz, Vodafone'lularla bedava tarzı kampanyaları hatırlarsınız.
Bunların üzerine daha sonra sms eklendi.
Daha sonra şebeke içi sınırsız, diğer yönlere 100 dakika şekline dönüştü.
Daha sonra her yöne 150-250-500-1000-1500 diyerek arttırıldı. (Hatta bir operatörün bunu abartıp her yöne sınırsız fiyaskosunu hatırlayanlar vardır)
Daha sonra her yöne şu kadar + 500 her yöne sms oldu.
Daha sonra her yöne şu kadar + 1000 her yöne sms + 250 MB internet oldu.
Daha sonra şebeke içi sınırsız + diğer yönlere 1500 + 1GB internet vesaire...
Sonra ne oldu?
Whatsapp vb. tarzı anlık mesajlaşma uygulamaları çıktı.
Tabii bu yarışı tüm platformlarda kullanma imkanı sunan Whatsapp kazandı.
Çünkü, Whatsapp'tan çok daha önce ortaya çıkan BBM, sadece BlackBerry kullanıcıları arasında yazışma imkanı sağlıyordu ve daha çok kurumsal kullanıcılar tarafından biliniyordu.
Whatsapp ise bireysel kullanıcıya yönelerek, tüm mobil işletim sistemleri arasında insanları konuşturmayı sağladı ve önce BlackBerry'nin meşhur BBM'ini solladı.
Hatta, BBM kullanıcıları Whatsapp'ın tüm rehberi kullanarak çalışmasını çok güvensiz buldukları için hayli karşı çıktılar.
Ancak; Whatsapp, farklı kullanıcıları birleştirici bir rol üstlendiği için güvenlik kısmını çoğu kullanıcı önemsemedi.
(Biri iPhone, diğeri Android kullanan iki sevgilinin durumunu düşünün. Ben bayiide çalışıyorken 5000 mesaj paketinin yetmediğini söyleyen müşteriler vardı. )
Tabii Whatsapp'ın burada fiyat politikası da önemliydi.
Bu uygulamayı Android ve BlackBerry kullanıcılarına ücretsiz, Apple kullanıcılarına da 0.99 dolardan sattı ( Ancak ara ara Apple Store mantığından hareketle ücretsiz olarak da sunduğu da oldu. )
Mobil internet kullanımına paralel olarak Whatsapp da yükselmeye başladı.
Ayrıca, Whatsapp binlerce yazışmaya rağmen mobil internet kotanızın çok çok azını kullandığını vaad ediyordu.
Nitekim; bunun doğruluğunu da kullanıcılar görmeye başlayınca artık oral reklam dönemi başladı ve Whatsapp şu anki konumuna hızla gelmiş oldu.
Günümüzde sms kullananların bir hayli azaldığını farketmişsinizdir. Yakın bir tarihe kadar sms yine bayram, kandil gibi özel günlerde kullanılıyordu ancak; bu tarz mesajların Whatsapp'tan ya da Facebook'tan daha çok kutlandığına şahit olmaya başladık.
Akıllı telefonları kullanmanın neredeyse farz olduğu bir dönemde yaşadığımız da bir gerçek olduğuna göre; bu durum aynı zamanda internetsiz bir hayat olamayacağı anlamına da gelmekte.
Şimdi gelelim konu başlığımız olan operatörlerin geleceğine..
Operatörlerde eskiden yeni hat satmak olmazsa olmazdı. Hatta bunun için sahte hat ( sektörde patates diye telaffuz edilir) açan bir çok bayi olduğunu haberlerde okuduk.
Neyse ki; Bilgi Teknolojileri Kurumu devreye girip bir kişi adına açılabilecek hat sayısını kısıtladı.
Ancak bu durum, operatörlere bir balta vurdu.
Çünkü; hat satışı bir anlamda usulsüz de olsa para kazandırdığı ve hedef tutturulup prim alındığı için yöneticiler tarafından görmezden gelinebiliyordu. Yani, patates hat olayından bayii de memnundu; operatördeki yönetici de memnundu.
Bunun için biraz siyaset yapıp, durumdan memnun değilmiş imajı vermek yeterliydi.
Sonra ne oldu?
Sektörde MNP adıyla bilinen Numara Taşıma Kanunu çıktı. Artık numaranızı değiştirmeden operatör değiştiribilecektiniz.
Bu durum da tabii ki sektörde dominant olan kim ise, başta önce ona balta vurmuş oldu.
Artık geride olanlar hizmet kalitelerini ve kampanyalarını çeşitlendirerek yeni abone yerine hazır abonesi olandan koparalım derdine düştüler.
Lider operatör de numarasını taşımak isteyen aboneye arama ve sms yoluyla ikna sürecini başlattı.
Bu durum rekabet anlamında güzel bir gelişme oldu ve artık kim daha uygun fiyata en iyi hizmeti sunuyorsa kazananın o olacağı bir dönem de başlamış oldu.
Sonra ne oldu?
İnsanlar bir hevesle ordan oraya numaralarını taşıyıp durdular. Avea'daki hakkı bittikten sonra Vodafone'a geçti. O bitince Turkcell'e döndü. Sonra bir daha Avea devr-i daimi başladı.
Bilgi Teknolojileri Kurumu bu duruma da müdahele etti ve 90 gün kotası koydu.
Operatörler de 1 sene içerisinde gidip gelene kampanyadan yararlanma hakkını vermedi ve böylece kullanıcılar, tekrar eski sisteme geçip hangisinden memnunsa bari bir süre kullanayım demeye başladılar.
Sonra ne oldu?
Operatörlerin yeni hat satışı durdu.
Numara taşımanın getirdiği rekabet de kaliteyi arttırınca, ortalama bir kullanıcı "artık üçü de birbirine benziyor, zaten o kadar konuşmuyorum" demeye başladı.
Evet burada dikkat edilmesi gereken cümle şudur:
Artık o kadar konuşmuyorum...
Günümüzde dikkat edin: telefonla aradığımız kişiler "sen kapat ben arayayım bende dakika var" dediğinde biz de; "bende de dakika var gerek yok" cevabını verebiliyoruz.
Yani, artık herkeste az ya da çok her yöne dakika var ama sesli görüşecek kişi sayısı azalmış görünüyor.
Neden?
Çünkü artık internet kullanıyoruz. Whatsapp'tan bir kişi online mı değil mi görebiliyoruz. Birisinin Facebook'ta, instagramda paylaştığı bir fotoğrafı beğeniyoruz. Yani sürekli pasif olarak kontak halindeyiz ve bildirimlerle takip edebiliyoruz.
Operatörler de bu durumu farkettiler ve internet kampanyaları başlattılar ama 4GB internet vermeyeni adamdan saymamaya başladık.
Tabii 4GB verip sonra duracak, yok öyle ekstra para vermek! BTK'ya şikayet ederim!
Peki ne oldu?
Ortalama birisinin aylık mobil telefona verdiği fatura bedeli 20-30 TL oldu.
Operatörler eskisi kadar para kazanamamaya başladılar.
Ne yaptılar peki?
Cihaz kampanyaları yapmaya başladılar.
12-24-36 ay aboneyi bağlayıp bari öyle para kazanalım dediler.
Ama bu durumda da telefon çok pahalıya geldiği için ücretsiz dakikalar verilse bile müşteri her ay bu parayı ödemek istemedi. 24 aylık taahhüt yapan kullanıcının telefonu iki sene içerisinde yeni modelleri çıktığı için eskimeye başladı. Psikolojik olarak da kullanıcıyı rahatsız etti bu durum.
Başta cep telefonu olmak üzere Kredi Kartına taksit olayı da kaldırılınca operatörler, belki işimize yarar dediler ama bu sefer de bayileri para kazanamamaya başladılar.
Zaten yeni hat satamayan, eskisi kadar numara taşıyamayan, hedeflerini gerçekleştiremeyen, kaderini cep telefonu ve aksesuar satışlarına bağlayan bayiiler de artık isyan etmeye, hatta; sermayesi olmayan ve tek geçimini operatör bayiliği olarak yapanlar taksit olayı da kalkınca bir bir kepenk indirmeye başladılar.
Çünkü, en azından telefon sattığında kârını üzerine koyabiliyordu. Aynı zamanda sattığı telefonun üreticisinden de prim alıyordu.
Artık peşin satmak zorunda olduğu için bu kapı da büyük ölçüde kapandı.
Bu işin operatör ve kısmen bayi tarafıydı...
Peki cihaz üreten firmalar çok iyi durumda mı? Bence hayır.
İmparator Nokia..
Fazla söze gerek yok herkes biliyor durumunu..
BlackBerry..
Artık eski günlerinden çok ama çok uzak.. Zaten çoğu bölgeden çekildi.
HTC..
Fason üretimi ve sermayesi olmasa çoktan kapanırdı. Hala direnmeye çalışıyor.
Sony..
Ericsson ile tutmadı, kendi yapıyor ama esas işi diğer elektronik ürünler olduğu için imajını korumak adına takılmaya devam ediyor.
LG..
Esas işi diğer elektronik ürünler ve beyaz eşya olduğu için çok iddialı değildi ama karar değiştirerek diğer şirketlerin sermayesi ile mobil tarafı destekliyor.
Samsung..
Tüketici Elektroniği, inşaat, kargo gibi çeşitli alanlarda faaliyet gösteren bir firma ve mobil tarafa ayırdığı çok az bir bütçe bile Samsung cihazların yükselmesine yetti. Hatırlıyorum Nokia zamanında Samsung çok dandik ürünler çıkarıyordu.
Samsung'un Güney Kore'de arabası bile var.
Güçlü sermayesi var ama artık kârdan zarar ediyor.
Çünkü çıkarabileceği tüm boyuttaki ekranları çıkardı.
Galaxy Note 3 ve 4, Galaxy S5 ve S6 çok gereksiz modeller. Teknik manyaklar için harika olsa da standart bir kullanıcı için Note 2 ve S4 gayet yeterli zaten.
(Ayrıca merak ediyorum bu kadar işlemcili ve yüksek çözünürlükte cihaz alıp da nerede kullanıyor bu insanlar?
Mimar ya da mühendis olsalar ve programlar çalışmıyor kasılma oluyor deseler kabul..
13 MP foto çekip Facebook'ta paylaşsalar zaten facebook onu küçültüyor.
4K video çekip yükleseler Facebook onu 360p'ye düşürüyor.
Neyse, bunun için akıllı cihazları ne kadar kullanıyorsunuz başlıklı başka bir yazı yazmak gerekli. Konumuza dönelim...)
Tüm bunlara ek olarak; arkadan gelen ve şık tasarımlı ürünler çıkaran Huawei, Zte, Lenovo vb. gibi Çinli markaların fiyat kırarak pazardan pay kapmaya çalışmaları da satışları düşüreceği için, Samsung'un bütçe kısması ve sürekli model çıkarmaktan vazgeçmesi kaçınılmaz olacaktır.
Apple..
Satış sonrası desteği, mağazaları, hizmet kalitesi, tek model çıkarması, pazarlama iletişimi vs gibi nedenlerle işini en iyi yapanlardan. Ama O da önceden savunduğu tek elle kontrol mevzusunu pas geçip büyük telefon, phablet furyasına katıldı.
Ve el hasıl-ı kelam....
Artık herkes akıllı telefon aldı, ekranlar büyüdü.
İnternet kullanılıyor.
Bundan sonra muhtemelen büyük ekran devri kapanır, tekrar küçülmeye başlar.
(Akıllı saatler, gözlükler örneğinde olduğu gibi)
Ya da kavisli dönem başlar.
Operatörler ne yapacak bundan sonra?
Bütçe kısmaya başlayacaklar, gereksiz departmanları kapatacaklar, maaşları azaltacaklar.
Çünkü üretici değiller. Üretici olmayan da belli bir yere kadar geldikten sonra duraksamaya mecburdur.
Eski bir operatör çalışanı olarak edindiğim deneyimlerin derlemesini buraya kadar okuyan herkese teşekkürlerimi sunarım.
Saygılarımla,
Fatih